SEOTeknik SEO

Adım Adım Görsel Optimizasyon Rehberi

Herkese merhaba.

Bir restorana gittiğinizde menüde fotoğrafı olmayan yemekleri sipariş etmekte tereddüt ettiğiniz oldu mu? Ya da bir e-ticaret sitesinde ürün görselleri geç yüklendiği için sepete atmaktan vazgeçtiğiniz? Günlük hayatımızda görsellerin ne kadar belirleyici olduğunu hepimiz deneyimliyoruz. Web dünyasında da durum çok farklı değil.

Web sitenizde kullandığınız her görsel, hem kullanıcılar hem de arama motorları için değerli bir bilgi kaynağı. Fakat bu görsellerin doğru şekilde optimize edilmemesi, web sitenizin performansını ve kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyebilir ve arama motorlarında görünürlüğünüzü sınırlayabilir.

Bu rehberde, web sitenizdeki görselleri adım adım nasıl optimize edebileceğinizi, hangi noktalara dikkat etmeniz gerektiğini ve optimizasyon sürecinde kullanabileceğiniz araçları detaylı bir şekilde anlatacağım.

Hazırsanız başlayalım.

Görsel Optimizasyonu SEO İçin Neden Önemlidir?

“Her resim binlerce kelimeye bedel” sözünü dijital dünyaya uyarlarsak, biraz da abartılı bir ifade ile optimize edilmiş her görsel de binlerce ziyaretçiye kapı açabilir diyebiliriz. Google’ın son verilerine göre her gün milyarlarca görsel arama yapılıyor ve bu sayı sürekli artıyor. Üstelik artık kullanıcılar sadece Google Görseller üzerinden değil, Google Lens gibi görsel arama teknolojileriyle de web’de geziniyorlar.

Görsel optimizasyonunun SEO stratejiniz için neden vazgeçilmez olduğunu şu başlıklarla açıklayabilirim:

  • Web sitenizin performansını ve yüklenme hızını doğrudan etkiler. Optimize edilmemiş görseller, sayfalarınızın yavaş açılmasına ve kullanıcıların sitenizden ayrılmasına neden olabilir.
  • Google’ın web sitenizi değerlendirirken dikkate aldığı Core Web Vitals metriklerini etkiler. Özellikle Largest Contentful Paint (LCP) değeri, görsel optimizasyonundan direkt olarak etkilenir.
  • Görsel aramalardan organik trafik kazanmanızı sağlar. İyi optimize edilmiş görseller, Google Görseller ve standart arama sonuçlarında üst sıralarda yer alabilir.
  • İçeriğinizin anlamsal bütünlüğünü güçlendirir. Google, görselleri ve metinleri birlikte değerlendirerek sayfanızın konuyla ilişkisini daha iyi anlar.
  • Kullanıcı deneyimini iyileştirir. Net, hızlı yüklenen ve içerikle alakalı görseller ziyaretçilerinizin sitede daha uzun süre kalmasını sağlar.

Optimize edilmemiş görseller, potansiyel ziyaretçilerinizi kaçırdığınız açık kapılar gibidir. Bu kapıları doğru şekilde kullanabilmek için görsel optimizasyonunu nasıl yapacağınızı bilmeniz gerekir. Şimdi adım adım bu süreci inceleyelim.

Görsel Optimizasyonu Nasıl Yapılır?

Web sitenizde kullandığınız görselleri optimize etmek tek bir işlem değil, birbirini tamamlayan adımlardan oluşan sistematik bir süreçtir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken her adım, hem kullanıcı deneyimini hem de arama motoru optimizasyonunu farklı açılardan etkiler.

Görsel optimizasyonunu en etkili şekilde yapabilmek için aşağıdaki adımları sırasıyla takip etmenizi öneririm.

  • Sayfa ve içerik ile ilişkili görsel seçimi
  • Kaliteli, dikkat çekici ve özgün görsellerin kullanımı
  • Görsel boyutlarının tasarıma uygun şekilde düzenlenmesi
  • Görsellerin yeni nesil formatlarda sunulması
  • Lazy loading yapısının entegre edilmesi
  • Akıştaki görsel/metin oranının düzenlenmesi
  • Alt text tag’lerinin doğru kullanımı
  • Görsellere özel site haritası oluşturulması
  • Web sayfalarında kırık görsel linklerinin temizlenmesi

Bu özet görünümden sonra her bir adımı detaylı olarak inceleyelim ve bu optimizasyonları nasıl yapacağınızı, hangi araçları kullanabileceğinizi ve dikkat etmeniz gereken noktaları açıklayalım.

1- Sayfa ve İçerik ile İlişkili Görsel Seçmek

Bir web sayfasının görsel dünyası, sayfaya ilk kez gelen ziyaretçilerin karşılaştığı en etkileyici unsurlardan biridir. Fakat görsellerin etkileyici olması tek başına yeterli değil. İçerikle anlamlı bir bağ kurması ve kullanıcıya değer katması gerekir.

Google’ın arama algoritmalarının görselleri anlamlandırma yeteneği her geçen gün gelişiyor. Yapay zeka destekli sistemler, görselin içeriğini analiz ederek sayfanın konusuyla ne kadar ilişkili olduğunu değerlendirebiliyor. Dolayısıyla görsel seçerken aşağıda detaylandırdığım noktalara dikkat edilmesi gerekiyor;

  • Görseller, metnin anlattığı konuyu desteklemeli ve tamamlamalıdır. Örneğin, bir yemek tarifi yazıyorsanız, hazırlık aşamalarını gösteren görseller kullanmalısınız.
  • Seçtiğiniz görseller kullanıcının arama niyetini karşılamalıdır. “Elma nasıl kesilir?” başlıklı bir içerikte, kesilmiş elma görseli yerine elma kesme adımlarını gösteren görseller daha uygun olacaktır.
  • Aynı sayfada kullanılan görseller arasında da anlamsal bir bütünlük olmalıdır. Örneğin, bir ürün kategorisi sayfasında farklı açılardan çekilmiş ürün fotoğrafları kullanmak yerine, benzer açı ve ışık koşullarında çekilmiş görseller tercih edilmelidir. Tabi ürünün farklı açılardan görünümüne ihtiyaç varsa ve kullanıcı için önemliyse o zaman yapı değişmelidir. İhtiyaç dikkate alınmalı aslında.
  • İnfografikler, diyagramlar veya ekran görüntüleri kullanıyorsanız, bunlar güncel ve doğru bilgiler içermelidir. Özellikle teknik konularda eski görseller kullanıcıyı yanıltabilir. Dikkat çekici bu tip görsel varlıkların farklı platformlarda paylaşılması (eğer telife saygı duyuluyorsa tabi) marka bilinirliğinin gelişimi adına da önemlidir.
  • Blog içeriklerinde hero image (başlık görseli) seçerken, içeriğin ana temasını yansıtan görseller kullanmaya özen gösterin. Bu görseller çoğu open graph tag’ler ile zaman sosyal medya paylaşımlarında da kullanılacağından içeriğin ilk izlenimini oluştururlar.

İlişkili görsel seçiminin önemini bir örnekle pekiştirelim istiyorum. SEO hakkında bir içerik hazırladığınızı düşünün. İnternette yer alan stok görselleri yerine, arama sonuçlarını, analiz ekranlarını veya SEO sürecini anlatan özel tasarlanmış görseller ya da doğrudan ekran görüntüleri hem kullanıcı deneyimini iyileştirir hem de Google’ın içeriğinizi daha iyi anlamasını sağlar.

Blog için hazırladığım içeriklerde bunu her zaman yapmaya çalışıyorum fakat bazı konularda mümkün olmuyor tabi. Aslında özün görseli de bir anlatım biçimi olarak değerlendirerek akışa uygun biçimde kullanıcının oradan fayda alabilmesini sağlamak kritik nokta.

İçerikle ilişkili görsel seçimi yaptıktan sonra, bu görsellerin kalitesi ve özgünlüğü konusuna odaklanmamız gerekiyor. Bir sonraki adıma geçelim ve bu konuyu etraflıca ele alalım.

2- Kaliteli, Dikkat Çekici ve Özgün Görsel Kullanmak

Web sitenizde kullanacağınız görseller, markanızın dijital dünyadaki kartviziti gibidir. Özensiz seçilmiş, düşük kaliteli veya herkesin kullandığı stok fotoğraflar, sitenizin profesyonelliğine gölge düşürebilir.

Kaliteli bir görsel için öncelikle net ve keskin bir görüntüye sahip olması, doğru ışık ve kontrast değerlerine sahip olması ve mobil dahil tüm platformlarda detaylarını kaybetmemesi gerekir. Burada kritik olan nokta, kaliteyi korurken dosya boyutunu da optimize edebilmektir.

Görsel seçiminde dikkat etmeniz gereken temel noktaları şöyle sıralayabilirim;

  • Farklı ekran boyutlarında test edilmiş, net ve keskin görseller kullanın.
  • Mümkünse kendi özgün görsellerinizi üretin veya profesyonel çekimler yaptırın.
  • Stok fotoğraf kullanmanız gerektiğinde görselleri markanıza özel düzenlemelerle özelleştirin.
  • Telif haklarına dikkat edin ve gerekli lisanslamaları mutlaka yapın.

Özgün görseller kullanmak, içeriğinizi benzersiz kılar ve arama motorlarında daha iyi sıralama şansı yakalamanızı sağlar ve en önemlisi kullanıcılarda güven oluşturur. Bu nedenle mümkün olduğunca özgün içerik üretmeye öncelik vermelisiniz.

Görsellerinizi seçtikten ve gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra, sıra bu görsellerin teknik optimizasyonuna geliyor.

3- Görsel Boyutlarının Tasarıma Uygun Olması

Bir web sitesinde kullanılan görsellerin boyutları, hem kullanıcı deneyimini hem de site performansını doğrudan etkiler. Gereksiz büyük boyutlu görseller sayfa hızını yavaşlatırken, çok küçük görseller de profesyonellikten uzak bir görüntü oluşturabilir.

Google’ın PageSpeed Insights aracıyla yaptığı analizlere göre, web sitelerindeki performans sorunlarının büyük bir kısmı optimize edilmemiş görsel boyutlarından kaynaklanıyor. Bu sorunu çözmek için şu adımları takip edebilirsiniz.

  • Web sitenizin tasarımında görseller için ayrılan alanları net olarak belirleyin. Örneğin, blog içi görseller için 800px genişlik yeterliyken, tam ekran hero imajlar için 1920px genişlik gerekebilir.
  • Görselleri kullanılacakları alana göre boyutlandırın. 300×300 piksellik bir alanda kullanılacak görseli 1500×1500 piksel boyutunda yüklemek gereksiz kaynak kullanımına neden olur.
  • Retina ekranlar için görsel kalitesini korumak istiyorsanız, görüntüleme boyutunun maksimum 2 katı çözünürlük kullanın. Daha yüksek değerler sadece dosya boyutunu artırır.

İdeal görsel boyutları için bazı öneriler verebilirim. Tabi tasarımınıza bağlı olarak değişiklik yapmanız gerekiyor boyutlarda.

  • Blog içi görseller: 800-1200px genişlik
  • Ürün görselleri: 1000-1500px genişlik
  • Thumbnail görseller: 150-300px genişlik
  • Hero imajlar: 1920px genişlik

Görsel boyutlarını düzenlerken kullanabileceğiniz online araçlar arasında Squoosh.app ve TinyPNG öne çıkıyor bence. Bu araçlarla görsellerin boyutlarını kolayca düzenleyebilir ve optimize edebilirsiniz. TinyPNG’yi SEO ile ilk tanıştığımdan beri kullanıyorum. Müthiş işlevssel.

Boyutlandırma işleminden sonra görselleri modern ve performanslı formatlarda sunma konusuyla devam edelim.

4- Görselleri Yeni Nesil Formatlarda Sunmak

Her gün gelişen web teknolojileriyle birlikte görsel formatları da evrim geçiriyor. JPEG ve PNG gibi klasik formatların yanına artık WebP ve AVIF gibi modern alternatifler eklendi. Bu yeni nesil formatlar, görsel kalitesinden ödün vermeden dosya boyutlarını önemli ölçüde küçültebiliyor.

Web sitenizde kullanabileceğiniz görsel formatlarını ve özelliklerini şöyle özetleyebilirim:

  • WebP: Google’ın geliştirdiği bu format, aynı kalitedeki JPEG görsellere göre %25-35 daha küçük dosya boyutları sunuyor. Hem kayıplı hem de kayıpsız sıkıştırma seçenekleri mevcut.
  • AVIF: Henüz çok yeni bir format olmasına rağmen, WebP’den bile daha iyi sıkıştırma oranları sağlıyor. Netflix gibi büyük platformlar bu formatı aktif olarak kullanıyor.
  • SVG: Özellikle logo, ikon ve basit illüstrasyonlar için ideal. Vektörel yapısı sayesinde her ekran boyutunda keskin görüntü sunar.
  • JPEG ve PNG: Hala en yaygın kullanılan formatlar. JPEG fotoğraflar için, PNG ise şeffaf arka plana sahip görseller için tercih edilmeli.

Farklı tarayıcıların format desteğini dikkate alarak HTML’de şöyle bir yapı kullanabilirsiniz:

<picture>

<source type=”image/avif” srcset=”gorsel.avif”>

<source type=”image/webp” srcset=”gorsel.webp”>

<img src=”gorsel.jpg” alt=”Görsel açıklaması”>

</picture>

Son durumda avif için hangi browser’larda sorun var ya da varmı bilmemekle beraber webp’yi tüm browser’lar için kullanabilirsiniz. Yani doğrudan img tag’i ile de vermek mümkün. Bir bakış olması açısından picture’ı ekledim.

Artık görselleri modern formatlarda optimize ettik. Peki ya bu görsellerin yüklenmesi noktasında ideal yapıya gitmek için ne yapabiliriz? Lazy loading ile tanışalım.

5- Lazy Loading Yapısını Kullanmak

Lazy loading, Türkçe karşılığıyla “tembel yükleme”, web sayfanızdaki görsel içeriklerin yalnızca kullanıcının görebileceği alana geldiklerinde yüklenmesini sağlayan bir tekniktir. Yani bir blog yazısının alt kısmındaki görseller, kullanıcı sayfayı aşağı kaydırıp o bölüme yaklaşana kadar yüklenmez.

Bu yaklaşım birkaç açıdan önemli avantajlar sağlar:

  • Sayfa ilk açılırken daha az veri transferi yapılır, dolayısıyla sayfa daha hızlı yüklenir.
  • Kullanıcının hiç görmeyeceği (sayfayı kaydırmadan çıkması durumunda) görseller için gereksiz bant genişliği harcanmaz.
  • Sunucu kaynakları daha verimli kullanılır.
  • Mobil kullanıcılar için veri tasarrufu sağlanır.

Lazy loading’i web sitenizde uygulamanın en basit yolu, HTML’in yerleşik `loading` özelliğini kullanmaktır:

img src=”ornek-gorsel.jpg” loading=”lazy” alt=”Görsel açıklaması”

Lazy loading kullanırken dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta var. Sayfa açılır açılmaz görünecek görseller (hero image, logo gibi) için lazy loading kullanmamak gerekir. Böyle bir kullanım LCP için sorun yaratabilir. Öyle ki, LCP’yi optimize etmek için bazı görsellerde fetchpriority=high kullanmak bile gerekebilir. Dolayısıyla her zaman olduğu gibi burada da ihtiyaca bağlı karar vermek lazım.

Lazy loading entegrasyonu görsel optimizasyonunun teknik boyutunu oluşturan önemli adımlardan biri. Fakat görsellerin nasıl yüklendiği kadar sayfa içinde nasıl kullanıldığı da kritik önem taşıyor. Bu noktada görsellerin sayfa içindeki dağılımına ve metin ile olan dengesine odaklanmamız gerekiyor.

6- Akıştaki Görsel/Metin Oranına Dikkat Etmek

Bir web sayfasında görsel ve metin dengesini kurmak, biraz da hikayeleştirirsem adeta bir şef’in yemeğindeki malzeme oranlarını ayarlaması gibidir. Çok fazla görsel kullanımı sayfanın yüklenmesini yavaşlatıp dikkati dağıtabilirken, çok az görsel kullanımı da içeriği sıkıcı ve monoton hale getirebilir. Bilgi yoğun metinlerde ister istemez daha az görsel kullanımına gidiliyor fakat böyle olmamalı.

Google’ın önerilerine göre web sayfalarında metin içeriğinin görsel içeriğe oranı yaklaşık %70-30 olmalıdır. Elbette bu oran sayfanın türüne göre değişkenlik gösterebilir.

  • Blog yazıları için her 300-350 kelimelik metin bloğundan sonra bir görsel kullanılması idealdir.
  • Ecom’da ürün sayfalarında görsel ağırlığı %50-60’a kadar çıkabilir.
  • Kurumsal sayfalarda %20-30 görsel oranı genellikle yeterlidir.
  • Portfolyo veya galeri sayfalarında görsel ağırlığı doğal olarak daha yüksek olacaktır.

Görsel/metin dengesini kurarken özellikle dikkat edilmesi gereken noktalar;

  • Görselleri metin içinde anlamlı noktalara yerleştirin, rastgele dağıtmayın.
  • Büyük görselleri önemli bilgileri vurgulamak için kullanın.
  • İnfografik ve diyagramları karmaşık bilgileri aktarmak için tercih edin.
  • Mobil görünümde görsel boyutlarının metin akışını bozmamasına özen gösterin.

Sayfalardaki görsel ve metin dengesini optimize ettikten sonra, sırada belki de SEO açısından en kritik adımlardan biri var; görsellerin arama motorları tarafından doğru anlaşılmasını sağlamak. Bunun için kullanacağımız en önemli araç da alt text attribute.

7- Alt Text Kullanmak

Alt text (alternatif metin), görsellerin dijital dünyadaki sesi gibidir. Görme engelli kullanıcıların ekran okuyucular aracılığıyla görseli “görmesini” sağladığı gibi, arama motorlarının da görselin içeriğini anlamasına yardımcı olur.

Her görsele alt text eklerken şu temel kurallara dikkat etmelisiniz:

  • Görseli olabildiğince detaylı fakat özlü bir şekilde tanımlayın.
  • Anahtar kelimeleri doğal bir şekilde kullanın.
  • “Resim”, “Fotoğraf” gibi gereksiz tanımlayıcılardan kaçının.
  • 125 karakteri geçmemeye özen gösterin.

Birkaç örnek üzerinden daha anlaşılır kılmak istiyorum.

Kötü örnekler:

<img src=”gorsel.jpg” alt=”resim”>

<img src=”gorsel.jpg” alt=”anahtar kelime1, anahtar kelime2, seo, optimizasyon”>

İyi örnekler:

<img src=”gorsel.jpg” alt=”MacBook Pro üzerinde SEO analiz ekranı”>

<img src=”gorsel.jpg” alt=”SEO uzmanı Google Analytics raporunu analiz ediyor”>

Alt text’in yanı sıra, görselin dosya adının da SEO dostu olması önemlidir. Örneğin “IMG_12345.jpg” yerine “seo-analiz-raporu.jpg” gibi açıklayıcı isimler kullanmak arama motorlarına ek bağlam sağlar.

Görsellerimizi artık hem kullanıcılar hem de arama motorları için anlaşılır hale getirdik. Fakat Google’ın görselleri daha hızlı keşfetmesi için bir adım daha atmamız gerekiyor. O da görsel site haritası oluşturmak.

8- Görsellerin Ayrı Bir Sitemap İle Sunmak

Görsel site haritası (image sitemap), web sitenizde kullanılan görsellerin arama motorları tarafından daha hızlı ve etkin bir şekilde keşfedilmesini sağlayan XML formatında bir dosyadır. Bu dosya, Google’a “hangi sayfada hangi görseller var” bilgisini organize bir şekilde sunar.

Örnek bir sitemap yapısına bakalım.

<?xml version=”1.0″ encoding=”UTF-8″?>

<urlset xmlns=”http://www.sitemaps.org/schemas/sitemap/0.9″ xmlns:image=”http://www.google.com/schemas/sitemap-image/1.1″>

<url>

<loc>https://www.siteniz.com/ornek-sayfa</loc>

<image:image>

<image:loc>https://www.siteniz.com/gorsel1.jpg</image:loc>

<image:title>Görselin Başlığı</image:title>

<image:caption>Görsel Açıklaması</image:caption>

</image:image>

</url>

</urlset>

Peki bu site haritasını oluştururken hangi noktalara dikkat edilmeli? Şöyle sıralıyorum;

  • Her görselin tam URL’sini belirtin.
  • Yalnızca önemli ve indekslenmesini istediğiniz görselleri ekleyin.
  • Site haritasını robots.txt dosyasında belirtin.
  • Google Search Console üzerinden site haritasını gönderin.

WordPress kullanıyorsanız Yoast SEO gibi eklentiler otomatik olarak görsel site haritası oluşturabilir. Özel bir CMS kullanıyorsanız XML site haritası oluşturan araçlardan yararlanabilirsiniz.

Arama motorlarının görselleri keşfetmesi kadar önemli olan bir diğer konu da, bu görsellerin web sitenizde sorunsuz çalışması. Şimdi de kırık görsel linklerinin nasıl temizleneceğine bakalım.

9- Web Sayfaları İçerisinde Kırık Görsel Linkleri Bırakmamak

Kırık görsel linkleri, web sitenizde olması gereken ancak çeşitli nedenlerle yüklenemeyen görselleri ifade eder. Bu sorun, kullanıcı deneyimini olumsuz etkilerken, arama motorlarına da sitenizin bakımsız olduğu sinyalini gönderebilir.

Kırık görseller genellikle şu sebeplerden kaynaklanır.

  • Görsel dosyasının silinmesi veya taşınması
  • Yanlış dosya yolu tanımlanması
  • Sunucu kaynaklı erişim sorunları
  • CMS’de yapılan güncellemeler sonrası oluşan hatalar

Bu sorunları tespit etmek ve çözmek için izleyebileceğiniz birkaç adım vardır.

  • Düzenli olarak SEO denetim araçlarıyla (Screaming Frog, Semrush gibi) site taraması yapın.
  • Google Search Console’daki “Kapsamla İlgili” raporları kontrol edin.
  • WordPress gibi CMS’lerde “Kırık Link Kontrolü” eklentilerinden yararlanın.
  • Tespit edilen kırık görselleri ya onarın ya da sayfadan kaldırın.

Kırık görsel linklerini önlemek için bazı önleyici tedbirler de alabilirsiniz;

  • Görsel dosyalarınızı organize bir klasör yapısında saklayın.
  • İçerik yönetim sisteminizde medya kitaplığını düzenli kullanın.
  • Görsel dosya adlarında özel karakter ve boşluk kullanmaktan kaçının.
  • CDN kullanıyorsanız bağlantıların doğru çalıştığını düzenli kontrol edin.

Artık görsel optimizasyonunun temel adımlarını tamamladık. Peki tüm bu sürece nereden başlamalısınız? Bir sonraki bölümde bu sorunun yanıtını bulacaksınız.

Optimizasyona Nereden Başlamalısınız?

Görsel optimizasyonu sürecine başlamadan önce web sitenizin mevcut durumunu analiz etmek ve hangi görsellerin ne kadar iyileştirme gerektirdiğini tespit etmek önemlidir.

Bunun ilk adımı, sayfa hızı ölçüm araçları (Google PageSpeed Insights, GTmetrix, Pingdom vb.) kullanarak genel bir performans raporu almaktır. Bu raporlar sayfadaki hangi görsellerin yüklenme hızını yavaşlattığını gösterebilir. Özellikle yüksek boyutlu görseller sayfanın toplam yüklenme süresini büyük ölçüde etkilediğinden raporlarda kırmızı ya da turuncu uyarılar olarak işaretlenmeleri muhtemeldir.

İkinci aşamada, görsellerin dosya formatlarını (JPEG, PNG, WebP, SVG vb.) gözden geçirmek ve her bir görselin web sayfasında hangi amaçla kullanıldığını değerlendirmek gerekir.

Örneğin şeffaf arka plana sahip bir görsel için PNG kullanmak daha mantıklı olabilirken, fotoğraf kalitesini bozmadan boyutu küçültmek için WebP veya JPEG formatları önceliklendirilebilir. Eğer e-ticaret siteniz varsa ürün görsellerinde yüksek çözünürlük ve detay önemli olabileceğinden dosya boyutu ile kalite arasındaki dengeyi doğru kurmak gerekir.

Toplu bir export alabilmek için teknik SEO kapsamında audit aldığımız Ahrefs, Semrush, DeepCrawl ve benim favorim ScreamingFrog gibi tool’ları da kullanabilirsiniz. Hedefi ve genel görünümü belirlemek, sonrasında ise tüm akışa yaymak için daha geniş bakmak şekilde akmalı süreç. Yine bir aşağıda bakacağımız yüksek boyuta sahip görseller konusunda da doğrudan size sütununu bu tool’lardan alabilirsiniz.

Yüksek Boyuta Sahip Görseller Nasıl Tespit Edilir?

Bir web sitesinde yüksek boyuta sahip görselleri tespit etmenin en pratik yollarından biri, tarayıcıların geliştirici araçlarını (örneğin Chrome DevTools) kullanmaktır. Bu araçlar sayesinde, bir sayfa yüklendiğinde hangi görsellerin ne kadar boyuta sahip olduğu, yüklenme süreleriyle birlikte kolayca görülebilir. Özellikle “Network” sekmesi altında dosya boyutlarını, MIME türlerini ve yüklenme sürelerini takip ederek problemli görselleri hızlıca belirleyebilirsiniz.

Bunun yanı sıra, WordPress tabanlı siteler için Imagify, Smush veya ShortPixel gibi eklentiler aracılığıyla görsellerinizin boyutlarını toplu şekilde inceleyebilir ve sıkıştırma seçeneklerini test edebilirsiniz. Bu eklentiler, hangi görsellerin sitede en çok yer kapladığını, hangi formatlarda olduğunu ve ne düzeyde sıkıştırılabileceğini otomatik raporlar aracılığıyla gösterir. Ayrıca Squoosh.app veya TinyPNG gibi çevrimiçi araçlar, tek tek görseller üzerinde düzenleme yaparken boyut küçülmesi ve kalite kaybını aynı ekranda kıyaslama imkanı sunar.

Eğer daha kapsamlı bir analiz yapmak isterseniz GTmetrix ve Google PageSpeed Insights gibi araçları da kullanabilirsiniz. Bu platformlar yalnızca görsellerin boyutları değil aynı zamanda görsellerin sayfa üzerinde nasıl yüklendiği, tarayıcı önbelleklemesi, lazy-load uygulanıp uygulanmadığı gibi performans odaklı detayları da raporlar. Böylece hangi sayfada hangi görselin size en fazla yük getirdiğini tespit ederek hedefe yönelik optimizasyonlar yapabilir, sayfa yüklenme süresini önemli ölçüde azaltabilirsiniz.

Özetle;

Bu rehberde, görsel optimizasyonun kullanıcı deneyimi ve SEO performansı açısından neden önemli olduğundan başlayarak, hangi aşamalara dikkat edilmesi gerektiğini adım adım ele almaya çalıştım.

İlk olarak, içerikle bağlantılı ve özgün görseller seçmenin arama motorları ve kullanıcılar nezdinde nasıl avantaj sağladığını vurguladım. Ardından görsel boyutlarının doğru ayarlanması, yeni nesil formatlardan (WebP, AVIF vb.) yararlanma ve lazy loading ile sayfa yüklenme hızının nasıl iyileştirilebileceğini anlattım.

Görsellerin alt metin (alt text) etiketiyle desteklenmesi ve ayrı bir site haritasında sunulması ise görsellerin arama motorlarında öne çıkmasına yardımcı olurken, kırık bağlantıların tespiti ve giderilmesi de genel site sağlığını olumlu etkiliyor. Tüm bu adımları izleyerek hem arama motorlarının sitenizdeki görselleri doğru şekilde anlamasını hem de ziyaretçilerinizin daha hızlı ve keyifli bir deneyim yaşamasını sağlayabilirsiniz.

Bir içeriğin daha sonuna geldik. Umarım amacına ulaşan ve sizler için fayda üreten bir içerik olmuştur. Geri bildirimlerinizi mutlaka bekliyorum.

erentcolak

Merhaba, ben Eren. Lise yıllarında ilgi duymaya ve yakından ilgilenmeye başladığım blog ve web dünyasına 2017 yılında önemli bir adım attım. Üniversite yıllarımda başladığım bu macerada Kocaeli Üniversitesi Endüstri Mühendisliği lisans eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra yalnızca SEO dikeyinde değil dijital pazarlamanın tüm çalışma alanlarında doğrudan çalışma fırsatı buldum. SEO’yu yalnızca bir kariyer hedefi ve/veya son dönem trendleri ile beraber popüler olan bir çalışma alanı olarak görmüyor, danışmanlık verdiğim tüm markalarda istisnasız organik büyüme ve katma değer sağlama hedeflerine hizmet edecek detay stratejiler ile ilerliyorum. Profesyonel hayatımın dışında okumayı, izlemeyi ve yazmayı severim. Okuduklarımı ve izlediklerimi yazmak ise bana en keyif veren hobilerimdendir. Özellikle tarih, finans ve psikoloji ekseninde okumalar yapmak ve detayda ilgi duyduğum spesifik konuları yakından takip etmek benim için çok değerli. Günümün bir bölümünü mutlaka kedim Nuriye’ye ayırıyor, SEO operasyonlarına onu da dahil ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu