SEO

SEO’da En Sık Yapılan Hatalar

Herkese merhaba.

Performans gelişim hedefiyle yürütülen tüm kampanya ve stratejilerde olduğu gibi SEO’da da stratejinin oluşturulması, operasyonun yürütülmesi ya da çıktıların yönetilmesi süreçlerinde bilgi, dikkat veya planlama eksikliği dolayısıyla yapılan hatalar vardır.

Peki bu hatalar nelerdir? Web sitesinin SEO performansını nasıl etkilerler? Önce genel hatlarıyla hata yapılan alanlara bakacak ve etkilerini detaylandıracak, sonrasında da bu hataların nasıl önlenebileceği üzerine düşüneceğiz.

Hazırsanız başlayalım.

SEO Uzmanlarının Sıklıkla Yaptığı Hatalar

Operasyon süreci içerisinde hepimizin yaptığı irili ufaklı birçok taktiksel ve/veya stratejik hata mutlaka vardır fakat burada kapsamı da anlamlı bir noktada sınırlayabilmek adına yoğun bir şekilde karşılaşılan hataların üzerinde duralım istedim.

İçeriğin devamında bakacağımız noktalar şunlar;

  • Site mimarisini göz ardı etmek
  • OnPage’in etkisini hafife almak
  • Backlink’i mutlak kurtarıcı olarak görmek
  • Yanlış içerik stratejisi ile cannibalization’ı tetiklemek
  • SEO’yu dijital pazarlamaya doğru entegre edememek
  • Gerçekçi hedefler belirlememek

Bu bir önem sıralaması olmasa da ilk adımda en kritik olduğunu düşündüğüm nokta olan site mimarisi ile başlamak istedim. Temel hatalı olduğunda maalesef yapıyı kurtartarmak oldukça güçleşiyor. Dolayısıyla site mimarisi ile başlayalım.

1- Site Mimarisini Göz Ardı Etmek

Teknik, OnPage ya da OffPage’in her adımı önem düzeyi değişmekle beraber organik performansta etkilidir fakat doğru site mimarisine sahip olmayan bir web sitesinin maksimum performans noktasını görmesi imkansızdır. Dolayısıyla web sayfalarının doğru bir şekilde tarandığından, anlamlandırıldığından ve dizine eklendiğinden emin olduktan yani teknik SEO’daki temel kontrolleri yaptıktan sonra site mimarisine dönmek gerekir.

Kullanıcının gezinme deneyimini iyileştirmek, hiyerarşideki doğru yapı ile Googlebot’un anlamlandırma sürecini desteklemek, tarama derinliğini (crawl depth) optimize etmek, kapsamın genişleyeceği noktada tutarlı bir yapı sunmak ve content kırılımında içeriklerin doğru kategori altında konumlandırılmasını sağlamak gibi onlarca noktaya temas eden site mimarisinin en önemli işlevi, bir web sitesinde hangi web sayfasının hangi kelime gruplarına odaklanacağını belirlemeyi sağlamasıdır.

Yanlış temeller üzerine inşa edilen bir binada hasar riskinin her zaman var olması gibi yanlış site mimarisinde de cannibalization sorunları, intent’e ve anlamlandırmaya dair kafa karışıklıkları ve negatif deneyim sinyalleri görülür. Bunlar da günün sonunda organik performans üzerinde negatif etkiye sahiptir.

Diğer taraftan, daha önce yakından takip etmediğiniz bir sektörü anlamanın ve markayı daha da yakından tanımanın en iyi yolu tüm akışı detaylarıyla incelemektir. Dolayısıyla yukarıda saydığım noktalar dışında operasyon etkinliği ve verimini artırmak noktasında da değerli katkılar sağlar.

Site mimarisi madem bu denli önemli ve kritik bir nokta, SEO uzmanları niçin mimariyi göz ardı ediyor?

Bu soruya yanıt niteliği taşıyan gözlemlerimden ilki, mimarinin öneminin yeterince kavranamamış olması. Mimarinin kullanıcıyı ve arama eğilimini anlama düzeyine işaret ettiğinin ve tüm hiyerarşik yapının Googlebot’un anlamlandırma ve değerleme süreci üzerindeki doğru ipucu ile yarattığı pozitif etkinin farkında olunmaması, göz ardı edilmesine neden oluyor.

Bir diğer neden de, özellikle geniş kapsama sahip web sitelerinde tüm akışı gözden geçirme ve optimize etme girişimlerinin alacağı efor. SEO’da zamana karşı yarışıyoruz ve uzun vadede sonuç verecek doğru bir kurgu yerine kısa sürede reaksiyonu destekleyecek işlere odaklanmak bir tercih fakat riskli ve çoğu zaman hatalı bir tercih. Tabi burada aylarca mimaride oyalanmayı ifade etmiyorum. Vurgulamak istediğim, bir SEO projesine başlarken ilk bakılması ve müdahale edilmesi gereken alanların başında site mimarisinin olduğu.

2- OnPage’in Etkisini Hafife Almak

SEO’da yalnızca bir alana odaklanmak, diğerlerini yok saymak ya da eksik değerlendirmek sık karşılaşılan bir durum. Biraz da dramatik bir ifadeyle buna en çok maruz kalan sanıyorum OnPage. Etki düzeyi aslında hiç de düşük olmayan bu alanı toparlamayı birçok SEO uzmanı atlıyor. Halbuki botlara ilişkiselliğe ve anlamlandırmaya dair değerli sinyallerin gönderilebileceği bir alan ve bu yönüyle çok önemli.

Diğer taraftan OnPage’i dikkatli ve titiz kurgulamak tüm hiyerarşi ve akışı da doğru kurgulamak demek. Bu açıdan da üzerinde durulması gereken bir nokta. Ve tabi diğer çalışma alanları ile etkileşimi de önemli. Örneğin; bir web sayfasının içerik kurgusu, OnPage’in temel bileşenlerinden çünkü internal link ve heading tag gibi iki temel alanı barındırıyor, içeriğin tüketilebilir olma ve değer yaratma işlevinin yanında.

EEAT kavramının artan önemi ilk anda haklı olarak tabi tüm bakışların “marka ve otorite” yaratmak ve bunu tabi Off-Page’e dair bir alan olarak değerlendirme ile sonuçlandı. Bu esnada da tüm bu sinyallerin verilebileceği temel oyun alanı olan OnPage’in etkisi hafife alındı.

Özetle; stratejinin planlanması ve uygulanması itibariyle diğer alanlara kıyasla daha “basit” bir alan olan OnPage’in etkisini hafife almak, web sitesinin organik performans gelişiminin maksimuma ulaşmasını engelleyen noktalardan biridir.

3- Backlink’i Mutlak Kurtarıcı Olarak Görmek

SEO uzmanlarının üzerine en çok tartıştığı ve belki de ayarlarını kaçırdığı çalışma alanlarının başında backlink geliyor. Burada en yaygın yapılan hata, en iyi ve ihtiyaç duyulan senaryoda katalizör etkisi görmesi gereken backlink çalışmalarının lokomotif olarak konumlandırılması ve tüm stratejinin bunun üzerine inşa edilmesi.

Daha detayda da backlink’i yalnızca bir kelime ya da kelime grubu kullanarak otorite, performans trandi ve ilişkisellik fark etmeksizin herhangi bir web sitesinden referans link kazanımı olarak değerlendirmek yanılgısı popülerdir.

Peki backlink gerçekte nedir? Bu içeriğin amacı itibariyle tüm detaylara değinmek mümkün değil fakat doğru yaklaşımdan bahsetmek gerekiyor tabi.

Backlink, Off Page SEO içerisinde doğru konumlandırıldığında Googlebot’a anlam düzeyi ve ilişkiselliği yüksek sinyaller göndermeye yardımcı olan, site içerisindeki teknik ve/veya onpage kırılımındaki değişiklerin hızlı algılanması ve sıralama sonuçlarına yansıması süreçlerini destekleyen ve tüm bunların dışında markanın web’deki konumlanma sürecini şekillendiren bir çalışma sistematiğidir.

Analiz araçlarının web site otoritelerini sayısal biçimde ifade şekli olan DR ya da PA gibi değişkenlere bakılarak yapılan ve yalnızca ücretli satın alım odağında şekillendirilen backlink çalışmaları, web sitesinin SEO performansına büyük ölçekli zararlar verebilir ve bunun faydalı olacağı yanılgısına maalesef birçok SEO uzmanı düşer.

Eğer ihtiyaç yoksa yani yüksek marka bilinirliği, otorite ve crawl budget ile çalışıyorsanız ve özellikle alt kırılımlardaki (tarama derinliği) değişimleri Googlebot doğru zamanda ve ölçüde değerliyorsa, ücretli backlink satın alma sürecini önermiyorum. Bu durumda zaten site dışında birçok farklı kaynaktan geri bildirim geliyordur.

Elbette tüm bunlara rağmen rekabet düzeyi yüksek alanlarda akışı daha agresif desteklemek için tercih edilebilir.

Backlink’in stratejideki yeri “desteklemek ve hızlandırmak” noktasında kalmalıdır. Googlebot’un tarama, dizine ekleme ve anlamlandırma süreçlerini iyileştirmeden, site içerisinde kullanıcı için değer üreten web sayfalarına sahip olmadan ve akışı deneyime dönük biçimde optimize etmeden yapılan backlink çalışmalarından katkı beklemek büyük bir hatadır.

Backlink’i büyük ölçüde digital PR olarak düşünmek ve Off Page SEO stratejisini bu bakış açısıyla kurgulamak önemli. Markanın web’deki konumlaması ifadesi tam buraya denk düşüyor.

Örneğin; bir diş kliniği için Off Page SEO stratejisi çalışıyor ve bu stratejinin SEO performansını desteklemesini istiyorsanız, sunduğunuz tedavi bazında dahi farklılaşan taktikler ortaya koymanız gerekir.

Bu, implant tedavisindeki güncel bir teknolojinin oldukça ilişkisel biçimde teknoloji alanında yayın yapan bir web sitesinde duyurulması olabilir. Bu anlamlı bir referans kazanımıdır.

Fakat oyun sektöründe yayın yapan bir web sitesinde kanal tedavisi ile konumlanmanın hiçbir anlamı yoktur. Teknik olarak yüksek otorite ve trafiğe sahip olsa da ilişkisellik noktasında alakasızlık yalnızca Googlebot değil kullanıcı açısından da anlamsızdır.

Dolayısıyla mecra seçiminden içeriğin kapsamına ve diline kadar tüm detayların üzerine düşünülmesi, başarılı bir strateji için şarttır.

Backlink kazanım stratejileri ve sürece dair diğer tüm detaylar için hazırladığım Backlink Rehberi içeriğine göz atabilirsiniz.

Buradan SEO’nun diğer kritik çalışma alanlarından biri olan içerik stratejisine geçelim ve oradaki en yaygın hatalar olan cannibalization’a bakalım.

4- Yanlış İçerik Stratejisi İle Cannibalization’ı Tetiklemek

Keyword cannibalization yaratarak organik performansı negatif etkileyen durumlardan biri de içerik stratejisinin hatalı kurgulanmasıdır. Biri de diyorum çünkü mimariye dair teknik hatalar da bu duruma neden olabilir. Burada içerik stratejisindeki kurgunun yarattığı cannibalization’ı konuşacağız.

Konu başlığı olarak değerlendirilen soruların tümünün ayrı content’ler ile farklı web sayfalarında konumlandırılması ya da içeriklerin kapsamlarının iç içe geçmiş olması durumları sıklıkla yapılan hatalardır. Bu hataların arkasında da eksik bir keyword research, kullanıcıların arama eğilimleri ve Google’ın değerleme düzeyi üzerinde yeterince durmamak vardır ve genelde bu durum blog içeriklerinde görülür çünkü karmaşaya daha müsait bir alandır.

Örneğin; “kanal tedavisi acıtır mı” sorgusuna karşılamak adına ayrı bir web sayfasına ve bu konuyu işleyen bir content’e ihtiyaç duyarken, “diş lezyonu nasıl temizlenir” sorgusuna diş lezyonunu anlatan genel bir içerikten odaklanmak gerekir. Ayrı bir sayfada bu konuyu işlemek ve yalnızca bu soruya yanıt vermek cannibalization yaratacaktır.

Buradaki fark da tabi konunun kapsamı, kullanıcının bu sorguyu neden search ettiği ve buna bağlı olarak Google’ın değerleme düzeyidir. Dolayısıyla iyi bir içerik stratejisinin arkasında tüm bunları anlamak, kullanıcı arama eğilimlerini detaylı bir araştırma ile ortaya koymak ve her bir içerik kurgusunu ayrı ayrı çalışmak yatar.

5- SEO’yu Dijital Pazarlamaya Doğru Entegre Edememek

Rekabetin her alanda bu denli yoğunlaştığı bir noktada her ne kadar belirli sektörler için etki düzeyi müthiş olsa da SEO’yu tüm dijital pazarlama için yeterli bir alan olarak telkin etmek ve diğer kanallara doğru entegre edememek, maksimum faydayı ve performansı yakalamanın önünde engeldir.

Burada konuya birkaç açıdan bakmak gerekir. İlki, SEO uzmanın sahip olduğu analitik bakış açısı ve kullandığı araçların sağladığı veriler ile diğer kanalları beslemesidir. Örneğin; bir sorgu ya da sorgu grubuna yönelik Google’ın SERP’i nasıl şekillendirdiğini inceleyerek intent’e dair bir çıktı elde etmek, Ads reklam gruplarındaki varlıkları, öğeleri şekillendirirken kullanıcıya doğru noktadan yaklaşmayı sağlayabilir. Ya da YouTube için içerik üretmeyi planlayan sosyal medya ekibine kullanıcıların hem YouTube hem Google’daki arama eğilimleri, Google’ın YouTube video sonuçları SERP’de nasıl konumlandırdığı gibi veriler sağlanarak tüm bu süreç çok daha efektif bir hale gelebilir.

İkinci noktası ise efektif bir organik trafik varsa first party verinin sağladıklarını diğer kanallara aktarmaktır. Burada da yine en yoğun Google Ads ile yan yana gelir SEO. Burada çift yönlü bir akış vardır. Örneğin; Ads’de yüksek TBM’e ya da dönüşüme sahip sorguları almak ve bunların organic search’deki pozisyonlarını iyileştirmeye yönelik taktiksel yaklaşımlar koymak gibi.

Örnekler farklı kanallarla etkileşim açısından çoğaltılabilir fakat özetle, SEO’yu kendi içerisinde kapalı bir kanal olarak değerlendirmek ve diğer kanallar ile geri besleme mekanizması kurmamak, toplamda maksimum verimin, SEO özelinde ise etkileşimin yaratacağı etkiden yararlanamamaya neden olan kritik bir hatadır.

6- Gerçekçi Hedefler Belirlememek

Web sitesinin mevcut durumunu, pazardaki rekabeti, eldeki kaynakları ve eforu dikkate almadan oluşturulan ve veriye dayanmayan hedefler, günün sonunda hayal kırıklığı yaratır. Bu hayal kırıklığı da markanın SEO’ya olan inancının azalmasına, dolayısıyla motivasyonunun düşmesine yani uyumun bozulmasına neden olur ki bu performanstaki düşüşten daha tehlikeli bir durumdur. Tüm bu nedenlerden dolayı iş hedeflerini belirlerken gerçekçi olmak, adım adım düşünmek ve bu hedefler için ihtiyaç duyulan efor ve kaynağı doğru bir şekilde tespit etmek gerekir.

Günü kurtarmak için herhangi bir dayanağı olmadan verilen trafik ve büyüme hedefleri, doğru yapılan işlerin değerini de ortadan kaldırır. SEO stratejisi oluştururken rekabetçi ve agresif performans hedefleri ile çalışmak olması gerekendir ve iyidir fakat bunun gerçekçilikten kopmadan yapılması belirleyicidir.

Birçok SEO uzmanının düştüğü bu hataya düşmemek için iş hedeflerini belirlerken genel hatlarıyla şu adımları takip etmenizi öneririm;

  1. İşe web sitenizin mevcut durumunu değerlendirerek başlayın. Google’da hangi kelime gruplarından trafik alıyorsunuz? Bu sorguların intent’i nedir? Bu intent’i doğru bir şekilde karşılıyor musunuz? Pazarda nasıl bir konuma sahipsiniz? Pazarı domine eden rakipler var mı? Rakiplerin ilk anda dikkat çeken güçlü ve zayıf yönleri nelerdir? Bir gap varsa bu gap’i nasıl kapatabilirim? Hangi alanlarda büyüme fırsatı var? İlk olarak bu soruların yanıtlarını arayın. Bu sorulara yanıt verdikten sonra audit’e geçin. Soruların yanıtlarının elbette sektör bazlı büyük değişiklikler gösterebileceğinin farkında olun ve özellikle daha önce çalışmadığınız sektörlerde çok daha detaycı hareket edin.
  2. Kapsamlı bir SEO auditi ile teknik, OnPage, OffPage ve içerik kırılımındaki geliştirme fırsatlarını tespit edin. Eğer varsa Paid Search’de halihazırda odaklandığınız ve conversion getiren kelime gruplarının organikteki position’larını değerlendirin. Bir veri havuzu oluşturun ve bu veriyi kullanarak hedeflerinizi şekillendirin. (Burada SEO ve Ads’i yan yana getiren stratejilerle ilgili daha fazlası için hazırladığım içeriği okuyabilirsiniz.)
  3. Hedef kelime gruplarınızı mutlaka önceliklendirin. Kısa vadede position ve trafik gelişimi hedeflenebilecek “quick win” sorgular ile uzun vadeli conversion hedefli sorgular arasındaki dengeyi kurun. Rakiplerin odaklandığı fakat sizin henüz odaklanmadığınız fırsat kelime gruplarını tespit ederek hedeflerinize ekleyin.
  4. Kaynaklar ve efor noktasında gerçekçi olun. Ekibinizin yetkinliklerini, altyapının kısıtlarını ve projenin bütçesini dikkate alarak bir timeline belirleyin. Her bir aksiyonun deadline’ını ve beklenen etkisini ortaya koyun. SEO’nun sürdürülebilir başarı için sürekli bir efor gerektirdiğini unutmayın.
  5. Hedeflerin belirlenmesi kadar takibi de önemli. Search Console ve Analytics’teki first party data’yı kullanarak web sitenizin organik performansını izleyin. Third party tool’ları kullanarak rakiplerin organik görünürlüklerini takip edin. Position’lardaki değişime paralel olarak trafik ve dönüşüm metriklerindeki gelişimi mutlaka inceleyin. İhtiyaç halinde stratejinizi bu veriler ışığında optimize edin ve tüm bu verilerin bir arada göründüğü otomatize edilmiş bir rapor hazırlayın. Eğer projede farklı ekipler ile bir arada çalışıyorsanız bu ekiplerin SEO ile yakın ilişkiye sahip noktalarda takip ettiği metrikleri de rapora ekleyerek kullanıcıyı anlama noktasında gelişim kaydedebilirsiniz.
  6. SEO’da hızlı sonuç beklentisi en büyük yanılgılardan biri. Teknik SEO geliştirmeleri genellikle daha hızlı reaksiyon verirken, içerik stratejisinin ve OnPage iyileştirmelerin pozisyonlara yansıması daha uzun sürer. Bu nedenle 6-12 aylık periyotlar halinde planlama yapın ve sabırlı olun. Eğer ilk anda çok karmaşık ve zorlu bir proje ise planları bir süre için 3’er aylık periyotlarda yapmanızı öneririm. Ve tabi sonuç beklentisine ve deyim yerindeyse web sitesinin üzerindeki ölü toprağını atma hedefine paralel olarak operasyonun ilk aylarında daha eforlu ve agresif olmanız gerektiğini altını çizmek isterim.

Genel hatlarıyla bu altı noktayı ve bu noktadaki kabulleri dikkate alarak oluşturacağınız hedefler, gerçekçi bir bakış açısına sahip olacaktır ve operasyon sürecini büyük ölçüde negatif etkileyen bir hatayı yapmanızı önleyecektir.

Markaların SEO Süreçlerinde Sıklıkla Yaptığı Hatalar

Sürecin bir diğer ayağı olan marka yöneticilerinin SEO’ya ve operasyona dair hatalı bakış açıları ve yaklaşımları süreci negatif etkilediğinden dolayı uzmanın yanında bu bölüme de yer vermek istedim. İçeriğin çok uzayarak okunabilirlikten uzaklaşmaması adına bu alanı biraz daha kısa tutacak ve genel bir çerçevede inşa edeceğim.

Bahsedeceğim noktalar şöyle;

  • Hızlı sonuç beklentisi
  • SEO’yu salt keyword position üzerinden yorumlamak
  • Rakip analizinin ölçüsünün kaçırılması
  • Alanlar arasındaki koordinasyonu sağlamadaki eksiklikler

İlk sonuçların ne zaman gelmesi gerektiği beklentisi üzerinden başlayalım.

1- Hızlı Sonuç Beklentisi

Son dönemde SEO’nun yaygınlaşması ile beraber daha da anlaşılır olması (bu alanda yayın yapan çok değerli uzman arkadaşların katkısı büyük) aslında bu durumu geçmişe kıyasla büyük ölçüde iyileştirdi fakat hala markaların bu süreçteki en yaygın hatalarından biri.

Nihai değerlendiricinin Google algoritmaları olduğu (bundan 1-2 yıl sonra algoritma dediğimizde belki ilk akla gelen Google olmayabilir) ve bu algoritmaların da temeli aynı kalsa da dağılım olarak sürekli değiştiği bir dünyada web sitesinde taranabilirliği ya da deneyimi etkileyen birkaç adım ile performans almak mümkün değildir. Diğer taraftan buna pazardaki rakipler açısından da bakmak gerekir. Özellikle rekabetin sert olduğu marketlerde uzun yıllardır performansı, otoritesi ve kimliği ile belirli position’ları tutan web sayfalarını oradan sökmek için Google’a daha fazlasını sunmak gerekir. Bu da tabi ki zamana ihtiyaç duyan bir süreçtir.

Hızlı sonuç beklentisinin stratejinin kurgulanması ve analiz süreçlerinin es geçilmesi ya da yüzeysel yapılmasına neden olması, projeye olan inancın çok hızlı bir şekilde kaybedilerek ekip motivasyonun düşmesine zemin hazırlaması ve tabi ki maddi, manevi kaynakların anlamsız biçimde birçok farklı durakta tüketilmesi gibi etkileri vardır ve bu anlamda bence en tehlikeli durumlardan biridir.

Burada sahip olunması gereken bakış açısı, doğru olduğuna inanılan stratejinin eksiksiz uygulanması için gerekli zemini hazırlamak, tüm bu uygulama sürecini şeffaf bir biçimde yakından takip etmek ve iş sonuçlarını veri ile somutlaştırarak gidişatı izlemek şeklinde olmalıdır. Marka için doğru uzman ile iş birliğine başlandığı ve bu bakış açısında olunduğu takdirde bir ay erken yahut bir ay geç olabilir fakat sonuçlar mutlaka istenen noktaya gelecektir.

Sonuç beklentisi ile ilişkili olarak sürecin başarısını yalnızca hedef kelime gruplarının pozisyonları üzerinden yorumlamak da yaygın karşılaşılan bir durumdur.

2- SEO’yu Salt Keyword Position Üzerinden Yorumlamak

SEO ile amacımız belirli kelime gruplarında Google’da daha bir görünür noktada olmaktır ve bunun doğal bir sonucu olarak hedef kelimelerin pozisyonlarına odaklanmaktan daha doğal bir şey yoktur fakat bunu tek bir metrik olarak kabul etmek ya da tüm kelime gruplarında mutlaka zirveyi hedeflemek, proje üzerinde yaratacağı yersiz bir yük ile maalesef yanlış bir yaklaşımdır.

Burada iki nokta var. İlki; hangi noktada pozisyon, sıralama üzerinden değerlendirme yapılması gerektiğini belirlemek. Örneğin; tarama, indeksleme ve anlamlandırma yani tüm prosese dair temel problemleri olan ve web sayfaları ilişkili sorgulardan sıralama dahi almayan bir projede ilk adım olarka keyword’lerin position’larının efektif bir noktaya gelmesini beklemenin anlamı yoktur. Takip edilmesi gereken; web sayfaları tüm bu iyileştirmelerden sonra sorunsuz bir şekilde dizine ekleniyor, anlamlandırılıyor ve artık doğru kelime gruplarından sıralama alıyor mudur? Bunun ikinci adımında sıralama alınan sorgu sayısındaki artış ve bu kelimelerin yoğunlaştığı position’lara bakmak gerekir. Ancak üçüncü ya da belki duruma göre dördüncü adımda “evet, birçok süreci optimum noktaya getirdik, bundan sonrası için bu havuzun position dağılımının 1-3, 4-10 aralığına doğru ne ölçüde hareket ettiğini takip etmeliyim” denebilir. Elbette tüm bu süreçte SEO uzmanının mevcut durumu, ihtiyaçları ve olası gidişatı şeffaf bir şekilde marka yöneticilerine aktarması gerekir. Bu yalnızca performans değil tüm süreç için geçerlidir.

İkinci nokta ise bir web sayfasının Google’da sıralama aldığı sorguların tümünde zirvede olma ihtimalinin Google için alternatiflerin bu denli hızlı geliştiği ve çeşitlendiği ortamda her geçen gün zorlaşmasıdır. Niche bir market için bu elbette daha mümkündür fakat bir tıp merkezinin hizmet sunduğu alanların tümünde doğrudan 1 ya da 2 gibi spesifik position hedefleri ile ilerlemesi de projenin paydaşlarını demotive edeceği gibi gerçekçi de değildir. Burada da olması gereken; her zaman zirveyi hedeflemek fakat bunu yaparken güçlü, daha az güçlü ve zayıf alanlarının varlığının farkında olarak bütüncül bir iyileşme ile bunu zaman içerisine yaymak ve özellikle en kritik noktaları ayrıştırarak bunları yakından takip etmektir.

Bunu yaparken elbette rakiplerin de bu sorgulardaki position’ları, pazardaki toplam payını ve bu payın süreç içerisinde nasıl değiştiğini takip etmek gerekir fakat ölçülü biçimde.

3- Rakip Analizinin Ölçüsünün Kaçırılması

Rakip analizi, SEO stratejisinin önemli yapı taşlarından biridir ve doğru kurgulandığında stratejiyi besleyen, yön veren ve özellikle büyüme fırsatlarını işaret eden değerli bir alan olarak dikkat çeker. Fakat burada da dozu ve kapsamı doğru belirlemek kritiktir çünkü her markanın, web sitesinin pazardaki konumu, ihtiyaçları ve potansiyeli farklıdır.

Her aksiyonda rakiplerin ne yaptığına bakarak ilerlemeye çalışmak, kendi web sitemizin hedef kitlesinin ve pazardaki konumunun gerçeklerinden uzaklaşmaktır. Rakipler önemlidir fakat her yaptıklarının bizim için de doğru olacağı anlamına gelmez bu.

Bu konunun diğer yönü ise rakip analizini tamamen göz ardı etmek ya da çok yüzeysel değerlendirmektir. Bu da en az ilki kadar tehlikelidir çünkü Google’ın herhangi bir sorguda değer verdiği ve sıralama sonuçlarında ön plana çıkardığı web sayfalarının yapısını, kapsamını ve kurgulanış biçimini görmezden gelmek anlamına gelir. Halbuki bu web sayfaları, kullanıcı beklentisini ve Google’ın değerleme düzeyini anlamamıza yardımcı olan en somut örneklerdir.

Burada olması gereken; rakip analizini doğru dozda, kendi gerçeklerimizi ve hedeflerimizi unutmadan ve özellikle büyüme fırsatı barındıran alanlara odaklanarak yapmaktır. Örneğin; SERP’de değerlendirilen içerik türlerini ve kapsamlarını incelemek, teknik SEO noktasında efektif görünen yaklaşımları değerlendirmek ya da kullanıcı deneyimini geliştiren ve fark yaratan bileşenleri tespit etmek gibi. Bunları doğru akışta almak, strateji içerisine dahil etmek ve varsa stratejideki boşlukları doldurarak fark yaratmak mümkündür.

4- Alanlar Arasındaki Koordinasyonu Sağlamadaki Eksiklikler

SEO, yalnızca SEO uzmanının ve ekibinin değil, web sitesinin dijital varlığına temas eden tüm birimlerin ortak çalışmasını gerektiren bir alandır. Maalesef marka yöneticilerinin en sık düştüğü hatalardan biri de bu koordinasyonun önemini kavrayamamak ya da sağlıklı bir şekilde yönetememektir.

Örneğin; web geliştirme ekibinin birincil önceliği SEO değildir ve bu gayet doğaldır. Fakat bu ekibin SEO kapsamında yapılması gereken teknik geliştirmelerin önceliğini ve önemini kavraması, sürecin sağlıklı işlemesi için kritiktir. Ya da sosyal medya ekibinin ürettiği içeriklerin web sitesi trafiğine olan potansiyel katkısını göz ardı etmesi ve içerik üretim sürecinde SEO perspektifini dikkate almaması, değerli fırsatların kaçırılmasına neden olur.

Bu noktada marka yöneticilerinin görevi, tüm bu ekipler arasında köprü görevi görmek ve ortak hedefler doğrultusunda koordinasyonu sağlamaktır ki bu sağladığında toplamda varlığa dair efektif bir gelişim fırsatı yaratılır.

Bu koordinasyon eksikliği giderilmediği takdirde, SEO stratejisi ne kadar iyi kurgulanmış olursa olsun, uygulama aşamasında ciddi aksamalar yaşanması ve hedeflenen sonuçlara ulaşılamaması kaçınılmazdır.

Özetle;

SEO’da başarıya ulaşmanın yolu, hem uzmanların hem de marka yöneticilerinin yaygın hatalardan kaçınmasından geçer.

Site mimarisinden OnPage optimizasyonuna, backlink stratejisinden içerik kurgusuna kadar tüm alanların bütüncül bir yaklaşımla ele alınması ve her birinin kendi içerisindeki dengesinin doğru kurulması kritiktir.

SEO uzmanları, teknik detaylara gereğinden fazla ya da az önem vermekten kaçınmalı, gerçekçi hedefler belirlemeli ve SEO’yu diğer dijital pazarlama kanallarıyla entegre etmelidir.

Marka yöneticileri ise hızlı sonuç beklentisine girmeden, SEO’yu salt keyword pozisyonları üzerinden değerlendirmekten kaçınarak ve departmanlar arası koordinasyonu sağlayarak süreci yönetmelidir. Her iki tarafın da kendi alanındaki yaygın hataların farkında olması ve bunlardan kaçınması ve tek bir entegre ekip gibi çalışabilmesi, başarılı bir SEO stratejisinin uygulanması ve sürdürülebilir organik büyümenin sağlanması için temel şarttır.

Bir içeriğin daha sonuna geldik. Umarım amacına ulaşan ve sizler için fayda üreten bir içerik olmuştur. Geri bildirimlerinizi mutlaka bekliyorum.

erentcolak

Merhaba, ben Eren. Lise yıllarında ilgi duymaya ve yakından ilgilenmeye başladığım blog ve web dünyasına 2017 yılında önemli bir adım attım. Üniversite yıllarımda başladığım bu macerada Kocaeli Üniversitesi Endüstri Mühendisliği lisans eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra yalnızca SEO dikeyinde değil dijital pazarlamanın tüm çalışma alanlarında doğrudan çalışma fırsatı buldum. SEO’yu yalnızca bir kariyer hedefi ve/veya son dönem trendleri ile beraber popüler olan bir çalışma alanı olarak görmüyor, danışmanlık verdiğim tüm markalarda istisnasız organik büyüme ve katma değer sağlama hedeflerine hizmet edecek detay stratejiler ile ilerliyorum. Profesyonel hayatımın dışında okumayı, izlemeyi ve yazmayı severim. Okuduklarımı ve izlediklerimi yazmak ise bana en keyif veren hobilerimdendir. Özellikle tarih, finans ve psikoloji ekseninde okumalar yapmak ve detayda ilgi duyduğum spesifik konuları yakından takip etmek benim için çok değerli. Günümün bir bölümünü mutlaka kedim Nuriye’ye ayırıyor, SEO operasyonlarına onu da dahil ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu